Logo, bir kurumu tanımlayan metin ve resimlerden oluşan sembolüdür. İyi bir logo tasarımı, bir şirketin sunduğu hizmeti ve markanın neye değer verdiğini gösterir. Bir logonun belki de en temel işlevi, işletmenize sizi diğer işletmelerden ayıran benzersiz bir nitelik katmaktır.

Bu açıdan bir işletmenin logo tasarımı özellikle işletmenizin rekabeti varsa (ki bunların %99,9'u rekabet etme eğiliminde harekete sahiptir) önemlidir. İşletmeniz için bir logo tasarımı sürecine girmeden önce, markanızı doğru konumlandırma adına rakiplerinizin neye benzediğini araştırma yoluna girersiniz. İyi bir logo, markanızın sınırlarını belirlemenin yanı sıra müşterinize şirketiniz hakkında bazı önemli bilgileri de sözsüz aktarmanızı sağlar; bulunduğunuz sektör, sağladığınız hizmet, hedef demografiniz ve marka değerlerinizi kolay bir şekilde iletebilir.

Logo Tasarımı Neyi İfade Eder?

En temel düzeyde logolar, sevdiğimiz markaları tanımlamamıza yardımcı olan metin ve resimlerden oluşan sembollerdir.

Örneğin; bir şirket, yazılım endüstrisinde faaliyet gösterdiğini vurgulamak adına logosunda devre görüntüleri kullanabilir. Veya ekosisteme hizmet eden çevresel hizmet odaklı veya olmaya kararlı bir oluşum gidip de yeşil haricinde bir renk kullanmayı tercih etmeyecektir.

Logo tasarımı ayrıca hedef kitlenize işletmenizin hedefi yönünde hareket ettiğini hatırlatan pozitif birçok görsel etki bırakır.

Bir Logonun Öğeleri Nelerdir?

Bir logo için olmazsa olmaz diyebileceğimiz unsurlar farklı grafik tasarım anlayışlarına göre farklılık gösterse de, logo tasarım öğelerinden bazıları ortak noktada doğru ve kesin olarak kabul edilir. Bu nitelikler 7 tür unsurdan oluşur.

  • Tipografi

Biçim söz konusu olduğunda, bir logo çoğu zaman tipografik öğeler içerir. Bu, monogram tarzı tek bir harften bir kısaltmaya veya işletmenin tam başlığına kadar değişebilir.

  • Görüntü

Bazen tipografiye semboller veya ikon tasarımları eşlik eder. Bunlar temsili olabilir veya soyut geometrik öğelerden oluşabilir.

Bazı durumlarda logolar; çizgi çalışması veya görsel noktalama işaretleri (küçük yıldızlar veya noktalı çizgiler gibi) gibi belirli, bağımsız bir görüntü oluşturmayan dekoratif patern öğeleri de içerebilir.

Örnek olarak; bir tahıl ürünü veya bira logosu, yukarı doğru büyüyen bir tahıl sapı ile bir gün batımının geometrik, resimli sembolü ile birlikte tipografi içerebilir.

  • Renk

Logo tasarım denildiğinde formun devamında renk gelir. Logolar siyah beyaz, monokrom veya çok renkli olabilir. Çok renkli logolar genellikle benzer tonda renkler ya da tamamlayıcı, yani uzak ya da zıt tonda renklere karşılık gelen paletlere sahiptir.

Örneğin Redbul enerji içeceği logosunda; tam renkli, tamamlayıcı bir renk paleti içerir.

  • Bağlam

Bazı durumlarda bir logo, kullanıldığı bağlam tarafından da tanımlanır.

Bununla birlikte, logo tasarlarken bu tasarımın ne zaman ve nerede uygulanabileceğini düşünmek büyük önem teşkil eder.

Genellikle logoları; çevrimiçi olarak dijital ortamlarda, kartvizitlerde, vitrinlerde, reklamlarda ve basılı olarak görürüz. Ancak işletmenizin ayrıca farklı kullanım alanı ihtiyaçları da olabilir.

Mesela markanız Michelin lastik markası ise, dairesel tasarım formunda ürünü bardak altlıklarında vurgulamak güzel bir seçim olabilir.

  • Statik veya dinamik öğeler

Logo tasarım sürecindeki yol ayrımlarından biri de bulunduğu her yerde aynı görünen statik bir logo veya bağlama bağlı olarak değişen dinamik bir logo oluşturma kararıdır. Logo tasarımının uygulama biçimine bağlı olarak öğeleri nasıl değiştirdiğine dikkat edersek bunu çok rahat görebiliriz.

Logo Tasarımı, Marka Tasarımından Farklı mıdır?

Gördüğümüz yaygın bir kafa karışıklığı, logo tasarımı ve marka bilinci oluşturma arasındaki yakın algıdan kaynaklanır. Çoğu insan adına bu iki tanım arasındaki farkı görmek biraz karmaşık gelse de ifadesi oldukça basittir:

Marka, insanların kurum veya hizmet hakkında sahip olduğu bir dizi algıdır. Başka bir deyişle, kurumun ve sunduğu hizmetin müşteride bıraktığı büyük resim izlenimi olarak düşünülebilir. Bu izlenimi; reklam, müşteri hizmetleri, jingle tasarımı ve logo tasarımı gibi birçok unsur bırakabilir.

Yani, logonuz markanızın bir parçasıdır, tam aksi değil... Örneğin, Apple logosu ikonik ve anında tanınabilir olsa da onların zarif, minimal, kullanımı kolay ve müşteri dostu marka kimliğini oluşturan tek şey bu değildir.

Bu nitelikler; bilboard reklamlarında, ürün modellemelerinde, web tasarımında ve fiziksel mağaza düzeni içerisinde tasarım seçimleri ile ifade edilir. Logo tasarımı ise markanın bu iletişim tasarımı içerisindeki entegre yapılı tasarımsal ilişkileri birbirine bağlar. Ayrıca şunu da kabul etmek gerekir ki Apple o sempatik, kısmen yenmiş elma ikonu olmasaydı bu denli sade yapıda görsel iletişim tasarımına sahip olamazdı.

Sadeliğin tam tersine maksimal bir tasarım biçimine sahip bir pop kültürü ikonu olan aşağıdaki örneği vermek gerekirse, logo tam olarak yer almasa da markalaşma (branding) sürecine katkıda bulunması marka bütünlüğünü sağlayarak logo tasarımının gücünü vurgular.

MCDonalds Logo ÖrneğiGörsel Kaynağı: 99 Designs

Logo tasarımı özetle bir logo tasarlama sürecini kapsarken (branding) markalaşma, marka oluşturma sürecinin tamamını tanımlar.

Daha spesifik bakmak gerekirse, şirketlerin ürünlerini ve organizasyonlarını hızlı bir şekilde tanımlamalarına yardımcı olmak ve onlara ürünlerini rekabet ortamında gösteriye çıkarmak adına bir neden vermek için şirketler tarafından tasarlanmış bir stratejidir. Bir marka stratejisi, belirli bir markanın ne olduğunu ve ne olmadığını netleştirir.

Markalaşma farklı araçlar kullanılarak yapılabilir. Bir marka stratejisinde kullanılan unsurlardan bazıları şunlardır:

  • Marka tanımı: amaç, değerler, vaad
  • Marka konumlandırma ifadeleri
  • Marka kimliği: isim, ses tonu, görsel kimlik tasarımı (logo / amblem tasarımını içerir)
  • Reklam ve iletişim: TV, radyo, dergiler, açık hava reklamları, web sitesi, mobil uygulamalar vb.
  • Sponsorluk ve ortaklıklar
  • Ürün ve ambalaj tasarımı
  • Mağaza içi deneyim tasarımı
  • Çalışma alanı deneyimi ve yönetim tarzı
  • Müşteri servisi
  • Fiyatlandırma stratejisi

Görüldüğü gibi, logo tasarımı bir markanın görsel kimliğini tasarlamak için kullanılan araçlardan biridir.

Peki Logo Tasarımı Markalaşma Adına Neden Bu Denli Önemli?

Logo; marka bilinci oluşturma unsurlarından yalnızca biri olmasına rağmen web sitesi, broşürler, print media, paket ve ambalaj tasarımı, reklam filmleri, üniforma, mağaza vitrin tasarımı vb. diğer paydaşlarla temas noktalarının çoğunda görünecektir.

Bu sebeple bir logo; insanların bir organizasyonu, ürünlerini ve hizmetlerini hızlı bir şekilde tanımlamasına izin veren ana grafiksel unsurlardan biri olarak kabul edilebilir. Ve çoğu zaman, insanların sizi tanımlamak için kullanacakları ilk şeydir.

Saint Laurent Logo Örneği

Görsel Kaynağı: Pinterest

Logoyu gördükten sonra markaya biraz aşina iseniz, aklınıza bazı görüntüler ve duygular gelebilir, yukarıdaki fotoğraf kolajı gibi gözlemleyen kişiye bütünlük içerisinde görünebilir. Bazı insanlar lüks ve zarafet duygusu hissedebilir, markanın kurucusu olan Yves Saint Laurent’u bir moda ikonu olarak hatırlayabilir, ürünleri (makyaj, giysi, aksesuar) özellikle ikonik Mondrian elbise tasarımını hatırlayabilir, Fransız haute couture, Parizyen algı, üst segment fiyatları veya mağaza içi yaşanacak seçkin hissetme deneyimini düşünebilir. Her birimiz adına deneyim ve algı farklı olacaktır. Ancak Saint Laurent'un markalaşma stratejisinin bir sonucu olarak markanın genel izlenimi son kullanıcı olarak tüketiciye oldukça benzer olur.

Başka bir deyişle, başarılı logolar bir markaya dair güçlü görsel çağrışımlar oluşturur. Bu ilişkilendirme, müşterilerin markanızı akıllarında tutmalarına katkıda bulunur.

Örneğin Nike veya McDonalds gibi markaların logoları o kadar yaygın ki marka isimleri olsun ya da olmasın anında tanınabilecek güçlü konumlara sahiptirler. Logoların, marka kimliğinin bu kadar merkezi bir parçası olması düşündüğümüzde hiç de şaşırtıcı değil…

Nike Logosu

Görsel Kaynağı: Logo My Way

Nike swoosh sembolü, dünyanın en basit ama en etkili marka görsellerinden biri olarak kabul edilir. Sporcular ve spor takipçilerinin yanı sıra Y kuşağı, Nike logosunu taşıyan ürünleri satın almaktan hoşlanır. Yapılan araştırmalara göre spor ayakkabı pazarının %62'si Nike'a aittir. Patentli Swoosh ikon tasarımının son derece popüler olduğu için kendine ait oldukça uzun bir algı ömrü vardır.

Gelin birazda markanın tarihteki yerine bakalım. Nike, merkezi Oregon eyaletindeki Washington County'de bulunan bir ABD şirketi olarak 1964 yılında Phil Knight ve Bill Bowerman tarafından kurulmuştur. Şirket başlangıçta Blue Ribbon Sports olarak biliniyordu, ancak 1971'de mevcut Nike adına geçti.

Nike'ın dünya çapında 44.000'den fazla çalışanı bulunur ve şu anda toplam varlıkları yaklaşık 15 milyar dolar. Şirketin dünya çapında 700'den fazla mağazası mevcut, yaratıcı ambalajlarla birçok spor türüne uygun ayakkabı ve spor kıyafetleri satıyor. En popüler spor ayakkabıları Nike amblemini taşır algısını yaşatırken büyük bir sporcu topluluğunu alanına dahil ederek dinamik yapısını korumayı başarmıştır.

Nike logosu, bir şekilde en iyi duygusal iletişim tasarımlarındandır. Şirket, “Just Do It” sloganı ve aktif görsel unsurları aracılığıyla, ürünlerinin psikolojik etkisini artırmaya çalışmıştır.

Nike Logosunun Evrimi

Nike logosu, Nike'ın kurucularından Phil Knight'ın muhasebe profesörü olduğu Portland Eyalet Üniversitesi'nde okuyan grafik tasarım öğrencisi Carolyn Davidson tarafından tasarlandı. Verdiği tasarım hizmeti adına Carolyn Davidson'a şirket tarafından sadece 35 dolar ödendi! Basit ama ünlü bir logo olmasına rağmen, swoosh sembolü ilk tasarlandığından beri değişti ve gelişti.

Nike swoosh sembolü, dünyanın en basit ama en etkili marka görsellerinden biri olarak kabul edilir. Sporcular ve spor takipçilerinin yanı sıra Y kuşağı, Nike logosunu taşıyan ürünleri satın almaktan hoşlanır. Yapılan araştırmalara göre spor ayakkabı pazarının %62'si Nike'a aittir. Patentli Swoosh ikon tasarımının son derece popüler olduğu için kendine ait oldukça uzun bir algı ömrü vardır.

Gelin birazda markanın tarihteki yerine bakalım. Nike, merkezi Oregon eyaletindeki Washington County'de bulunan bir ABD şirketi olarak 1964 yılında Phil Knight ve Bill Bowerman tarafından kurulmuştur. Şirket başlangıçta Blue Ribbon Sports olarak biliniyordu, ancak 1971'de mevcut Nike adına geçti.

Nike'ın dünya çapında 44.000'den fazla çalışanı bulunur ve şu anda toplam varlıkları yaklaşık 15 milyar dolar. Şirketin dünya çapında 700'den fazla mağazası mevcut, yaratıcı ambalajlarla birçok spor türüne uygun ayakkabı ve spor kıyafetleri satıyor. En popüler spor ayakkabıları Nike amblemini taşır algısını yaşatırken büyük bir sporcu topluluğunu alanına dahil ederek dinamik yapısını korumayı başarmıştır.

Nike logosu, bir şekilde en iyi duygusal iletişim tasarımlarındandır. Şirket, “Just Do It” sloganı ve aktif görsel unsurları aracılığıyla, ürünlerinin psikolojik etkisini artırmaya çalışmıştır.

Nike Logosunun Evrimi

Nike logosu, Nike'ın kurucularından Phil Knight'ın muhasebe profesörü olduğu Portland Eyalet Üniversitesi'nde okuyan grafik tasarım öğrencisi Carolyn Davidson tarafından tasarlandı. Verdiği tasarım hizmeti adına Carolyn Davidson'a şirket tarafından sadece 35 dolar ödendi! Basit ama ünlü bir logo olmasına rağmen, swoosh sembolü ilk tasarlandığından beri değişti ve gelişti.

Nike Logosunun Evrimi

Görsel Kaynağı: Logo My Way

Nike amblemi, tarihin en ikonik ve popüler logolarından biridir ve swoosh ikonu o kadar ünlüdür ki, şirketin son reklamlarının çoğunda Nike, adını tamamen çıkarmış ve genellikle "Just Do It" sloganının yanında yalnızca logoyu kullanmıştır.

Nike Logo Versiyon - 3

1971

Carolyn Davidson'ın ilk tasarımları Knight'ın dikkatini çekmedi, ancak yine de çalışmayı kabul ederek ilk versiyonları kullanmaya karar verdi.

1978

Futura Bold, 1978'de bitişik el yazısı serif yazı tipinin yerini aldı. Yeni yazı tipi çok daha geometrik bir forma sahipti ve “E” harfinin kenarı swoosh'un kuyruğuna giriyordu. Karakter aralığı stili, harfler arasındaki farklı boşluklarla özellikle ilgi çekici kabul edilmiştir.

1985

Kısa bir süre için Nike logosu bir karenin içindeydi. Ancak bu durum, Nike'ın önde gelen sporculardan Michael Jordan ile popüler sporcuları desteklemeye başladığı dönemde de olduğu gibi uzun sürmedi.

1980'lerin sonlarında Nike, “Just Do It” sloganını tanıttı. Efsaneye göre slogan, idam cezasına çarptırılan Gary Gilmore'un idam edilmeden önce söylediği son sözler olan “haydi yapalım” ifadesinden ilham aldı.

1995

Nike'ın şu anki logosu olan swoosh ikonu 1995'te kabul edildi. Bugün amblemin giyim tasarımında atletizm, hız ve kaliteyi temsil ettiği anlaşılıyor. Sıklıkla dünyanın en tanınmış logolarından biri olarak anılan Nike sembolü, sadeliğin sağlam bir örneğidir.

Nike Logo Tasarım Öğeleri

Nike, en temel logo tasarımlarından biri olan minimal swoosh sembolü ile logo tasarımını unutulmaz bir iş olarak hafızalara kazımış oldu. Şirket, marka kimliği içerisinde sahip olduğu bu ambleme büyük ölçüde güvenmiştir.

Nike’ın Logo Formu: Swoosh sembolü, Yunan Zafer Tanrıçası Nike'nin kanadının şeklidir. Böylece Carolyn Davidson ile bu tanrıça ifadesi bugünki yerini aldı.

Nike Logo Versiyon - 4

Görsel Kaynağı: Logo My Way

Nike Renk Seçimi: Swoosh sembolü yıllar içerisinde çeşitli renklerde ortaya çıktı. Uzun yıllar sadece siyah renkte göründü. Ardından sade ve dinamik tonda bir turuncu ton markanın rengi haline getirildi.

Nike Logo Yazı Tipi: Nike logosu bir işarettir. Ancak bazen logonun üzerinde, “Just do it!” sloganı belirdi. Bazen marka adı logoda da görünür hale getirildi. Metin, zarif Futura Bold yazı tipini kullanır. Nike adı, markanın reklamını yapmaya yardımcı olan kalın harflerle yazılmıştır.

"Nike" marka ismi 1995 yılında logodan kaldırıldı. Swoosh artık geriye kalan tek logo tasarım öğesiydi ve şirketin tek tanımlayıcısıydı.

Nike'ın Tarihi

1964'te Phil Knight ve Bill Bowerman, Blue Ribbon Sports olarak bilinen bir şirket kurmak için bir araya geldi. Basit bir el sıkışmasıyla bu ikili Japon ayakkabısı Tiger'ı ithal etmek ve Amerika'da satmak için 500 dolar yatırım yaptı.

O zamanlar dünyadaki çoğu sporcu Alman ayakkabı markalarını tercih ediyordu. Çift, daha sonra adı hepimizin Nike olarak bildiğimiz başarılı spor giyim şirketi olarak değişecek olan Blue Ribbon Sports Inc.'i kurdu.

Nike'ın başarı öyküsü, spor malzemeleriyle veya şirketlerin nasıl çalıştığıyla ilgilenen herkes tarafından dinlemeye değer... Başarılı ve öncü spor giyim markasının durumunu ve hikayesinin nasıl başladığını anlamanıza yardımcı olacak bir taslak ile devam edelim.

Nike'ın Başlangıcı

Nike Logosunun Başlangıcı

Bill Bowerman koşmayı severdi ve sporcularının performansını geliştirmekten keyif alırdı. Oregon Üniversitesi'nde ulusal olarak tanınan bir atletizm antrenörüydü. Phil Knight bir atletti ve Bowerman'ın atletizm programındaydı. Ardından Stanford Üniversitesi'nden MBA derecesi almaya hak kazandı.

Hem Knight hem de Bowerman bu süreçte ayakkabı teknolojisinin iyileştirilmesi gerektiğini düşündü. Knight, Japonya'da yapılan kaliteli ayakkabıların o sırada dünyanın en iyi markalarıyla nasıl rekabet edebileceğini ayrıntılı olarak anlatan bir makale bile buldu.  

Bill Bowerman Hakkında

Bowerman; sporcularının performansını artırmak adına aktif olarak rahat, uygun fiyatlı ve güvenli ayakkabılar geliştirdi. İlk modeller başarısız olurken, Knight'ın makalesi onun hayalini gerçeğe dönüştürmesine yardımcı oldu.

Knight fikirlerini birkaç yatırımcıya iletti, ancak sonunda kendi başına çalışmak zorunda kaldı. Bowerman, fikirlerini eski koçuna sunduğunda, ikisinin bir araya gelip bir ortaklık kurma fikrini kendisinden almış oldu.

Blue Ribbon Sports büyümeye başladığında, birçok posta siparişi satışı ve kendi mağazası vardı. Daha sonra kurucular, geleceklerinin dağıtım ve doğrudan satışın yanı sıra imalatta yatabileceğini düşünmeye başlayınca ayakkabı imalat şirketi Nike'ı kurma yolunda ilk adımlarını attılar. Aynı zamanda ünlü Nike swoosh sembolünü de piyasaya sürdüler.

Nihai başarılarında iki kritik faktör olduğuna inanılıyor. İlki, bu süre zarfında Knight ve Bowerman'ın ayakkabı teknolojisini denemeye devam etmesiydi. Ayakkabıların nasıl geliştirilebileceği konusunda tartışmayı hiçbir noktada bırakmadılar. Bir atletin performansı, en iyi spor ayakkabıları en üst düzeyde çalışırken otomatik olarak iyileşecekti. Böylece Bowerman ve Knight, sporcuların Oregon'daki yerel denemelerde kullandıkları bir dizi yeni tasarım yaratmayı başardılar.

İkinci olarak Nike'ın nihai başarısı, Michael Jordan ve Roger Federer gibi dünyaca ünlü spor ikonlarının ayakkabıları desteklemesi ile insanların bugün markayı nasıl düşündüklerine bağlanıyor. Nike, yeni ayakkabılarının ve teknolojilerinin sporcuların onayına ve tanıtımına ihtiyacı olduğunu biliyordu.

Başlangıçta şirket, ayakkabılarında harika bir performans sergileyen Steve Prefontaine'in tanıtımını ve onayını sağlamayı başardı. Bir çift Nike ayakkabı giyen Prefontaine, 1972 Münih Olimpiyatları'nda olağanüstü bir performans sergiledi. Ayrıca Sports Illustrated dergisinde yer almaya devam etti.

1980'lerde Nike bazı iniş çıkışların tadına vardı. Aerobik muazzam bir fenomen haline geldi ve bu tür hareketler özel ayakkabılar gerektiriyordu. Nike; aerobik ayakkabı üretme ve satma fırsatını yakalayabilirdi, ancak bu fırsatı ucundan kaçırdılar.

Neyse ki, Nike Ar-Ge bilgisini oldukça hızlı bir şekilde kullanma şansı buldu. Havalı, şık tasarımların yanı sıra şeffaf tabanlara sahip en son "hava yastığı" teknolojisini tasarladılar ve piyasaya sürdüler. Aynı zamanda kutsal “Bo Knows” reklamlarını ve cross-training ayakkabılarını tanıttılar. 1980'ler aynı zamanda Nike ile ilişkilendirilen “Jordan Air” markasının büyüdüğü zamandı. Nike Jordan Air, tarihin en popüler ve en kalıcı markalarından biri haline geldi.

Nike Air Jordan

1990'lardan 2000'lere kadar Nike; futbol, ​​​​golf, giyim ve spordaki diğer alanlara yayılmaya başladı. Bugün, fitness teknolojisinden gündelik giyime, antrenman kıyafetlerine ve tabii ki spor ayakkabılarına kadar her yerde Nike logosunu görebiliyoruz.

Nike, kurulduğu 1964 yılından bu yana birçok iniş ve çıkış yaşamış olsa da geleceği her zamankinden daha parlak görünüyor. Bu markanın ve logo tasarımının başarı öyküsü akıllı ve yenilikçi olmasına dayanır ve birçok modern spor giyim firması arasında başı çekmesine katkıda bulunur. Bugün, şirketin ürünleri olmadan çalışamayacak pek çok Nike tutkunu sporcu var.

Nike'ın başarısının bir başka işareti de nakavt ve replikalardaki artışı olabilir. Bazı pazarlarda Nike'ınkiyle benzer ve hatta aynı logo ve sembollere sahip birçok spor ürünü bulunmakta. Ancak Nike ile gelen kalite ve garanti söz konusuysa, ürünlerin orijinal markadan başka bir yerden satın alınmaması gerekir. Yani Nike, kendisinin bulunmadığı ortamlarda da liderdir.

McDonald's Logosu ve Tarihçesi

MCdonalds Logo Tarihi

Görsel Kaynağı: Logo My Way

Dünyanın en büyük fast-food imparatorluğunun altın kemerleri, şüphesiz ki var olan en tanınmış logolardan biri oldu. 120 farklı ülkede 35.000'den fazla restoranı ve 39.1 milyar dolarlık net değeri ile McDonald's, dünyanın en zengin dokuzuncu şirketi ve herhangi bir fast food zincirinin en büyüğüdür. Böyle bir başarı ile McDonald's'ın tarihi ve ünlü logosu, bakılması gereken başarılı ve enteresan bir vaka çalışmasıdır.

McDonalds Logosunun Evrimi:

Mcdonalds'ın logosu yıllar içinde birkaç kez değişti. İlk logo tasarımı 1940'ta uygulandı. 60'lara gelindiğinde McDonald's, logosunu basitleştirmek ve işi markalaştırmak için tekrar üzerinde çalışmak istedi.

Mcdonalds Logosunun Evrimi

Görsel Kaynağı: Logo My Way

O döneme ait bir fikrin sonucu olan altın kemer formları ile logo tasarlamak müthiş bir fikirdi, fast-food restoranını markalaştırmak için önemli bir hamleydi.

Şimdilerde dünya çapında olan bir fast food imparatorluğu, Monrovia California'da sadece tek bir yiyecek standı olarak başladı. 1937'de McDonald ailesinin patriği Patrick McDonald, Monrovia Havaalanı yakınında “Air Dome” adını verdiği bir yemek standı açtı. Air Dome sosisli sandviç satmaya başladı, ancak daha sonra menüye hamburger ve portakal suyu da ekledi.

1940'ta Patrick'in oğulları Maurice ve Richard McDonald, yiyecek standını San Bernardino California'ya taşıdı ve adını “McDonald's Bar-B-Que” olarak değiştirdi. Adından da anlaşılacağı gibi, restoranın menüsü de değişti ve çoğunlukla barbekü 25 ürün satıldı.

Sekiz yıl sonra McDonald kardeşler, kârlarının çoğunun hamburgerlerinin satışından geldiğini anlamış oldular. Verimliliği ve karlılığı en üst düzeye çıkarmak adına hizmet süreçlerini modernize etmeye odaklanmaya ise dönemde başladılar.

McDonald's menüsü; hamburger, çizburger, patates kızartması, milkshake ve elmalı turta dahil olmak üzere yalnızca birkaç öğeye indirildi. 1952'de restoranın adı kısaltılarak son kez “McDonald's Bar-B-Que”den “McDonald's”a değiştirildi.

McDonald's logosunun en etkili tasarım öğelerinden biri, restoranın iki "M" şeklinde bükülmüş altın kemerler ile kahverengi patates kızartmasına benzemesidir. Bu form, McDonald's'ın en popüler menü öğelerinden birinin reklamını izleyicinin farkına bile varmadan yapan ince bir mesaja sahiptir.

Mcdonalds Logo Analizi

Görsel Kaynağı: Logo My Way

McDonald's logosunun bir diğer kritik tasarım öğesi ise pop kültürünün bir parçası olmasıdır. Zamanında mevcut logo ortaya çıktı, McDonald's zaten olağanüstü derecede tanınan ve başarılı bir zincirdi. Şirketin sunduklarını açıklamaya yardımcı olacak bir logoya ihtiyacı yoktu - çünkü insanlar zaten biliyordu. Bunun yerine basit, hatasız ve uzaktan tanınması kolay bir logoya ihtiyaçları vardı. McDonald's logosunun 2003 versiyonu mükemmel bir uyumdu.

Son olarak şirket,I'm love it” sloganını logosuna dahil etmeyi tercih etti. Bu sloganda şirket, kaygısız ve resmi olmayan bir hava vermek için bilinçli olarak küçük harfler ve kısaltmalar kullanır. Dünyanın en popüler tanınabilir sloganlarından biridir. Sloganı Pusha T adında bir rapçi buldu.

Ne kadar eleştirilse de, McDonald's logosu dünya çapında Amerikan kültürünün sembollerinden biri haline geldi ve bunun iyi sebepleri olması da gerekmedi. Son yıllarda McDonald's, kötü sağlık seçimlerini ve israfı teşvik ettiği için ateş altında kaldı. Bu durum bir yandan da şirketin mücadele etmeye çalıştığı ancak yine de ikonik logosunun temsil ettiği bir gerçeği temsil etti. ABD de eleştirilerle karşı karşıya kalmış olan McDonald's logosu birçok kişi tarafından Amerikan kültürünün daha az çekici yönlerinin bir sembolü olarak görülüyor. Bu olumsuz çağrışımlar bir yana, McDonald's logosu pop kültüründe hala inanılmaz derecede popüler bir simgedir. Televizyonda, filmlerde, çizgi romanlarda ve sanatta ortaya çıkışı neredeyse sayısızdır.

Logoları gibi McDonald's markası da farklı bir yere konumlanacak gibi görünmüyor ve de bu sebeple sokak köşelerinde, pop kültüründe altın kemerleri uzun yıllar boyunca göreceğimizden eminiz.

Logo tasarımında ulaşılması gereken denge zamandan bağımsız olarak var olmalıdır. Olması gerekenden bir tık ileri gidilirse, potansiyel müşterileri yabancılaştırma riskini yaratılmış olur.