İçerik optimizasyonu, web sitenizin Google'da daha iyi sıralanması için bir zorunluluktur. Sosyal ağların yaygınlaşması Google sıralamalarını o kadar etkiledi ki sosyal medya yönetimi de en az arama motoru optimizasyonu (SEO) kadar dikkat ve çalışma gerektiriyor. Sosyal medya faaliyetlerinin SEO çalışmalarına doğrudan etkisi olduğunu söyleyerek yazımıza başlayalım.

Facebook ve SEO

Facebook, Google arama sonuçları listesinde en önemli sosyal ağdır ve onu Twitter tweetleri ve retweetleri takip eder. Sosyal ağlar, bir web sitesini doğrudan ya da diğer sosyal ağlar aracılığıyla tanıtabilir.

Bu yöntem, avantajları ve dezavantajları beraberinde getiriyor:

Sosyal medya sayfaları, Google Bot’ları tarafından çok sık taranır (yaklaşık 2-3 saatte bir). Bu, doğru bir sosyal medya yönetimiyle hızlı bir şekilde arama sonuçlarınızda da olumlu dönüşler alacağınız anlamına gelir.

Sosyal ağlar, yalnızca bağlantılarınızın gücünü artırmanıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda bu sayfalardan belirli miktarda trafik oluşturur. Sosyal ağlarda yayınlanan makalenin popülerliğine bağlı olarak, sayfanıza gelen trafik birkaç kişiden çok sayıda ziyaretçiye kadar artabilir.

Bu trafik kaynağı (Referral) sayfaların ve içeriğin daha hızlı dizine eklenmesini sağlarlar. 

Yazınız ile ilgili linkin tweet olarak paylaşılması, indeksleme süresini yaklaşık %50 azaltır ve Googlebot'larının markanızı/yazınızı bulmasını mümkün kılar.

Mütevazı olmasına rağmen, sosyal medyadaki etkileşimler firmaların arama motorlarındaki konumunu bir süreliğine iyileştirebilir. Bu destekle birlikte SEO çalışmalarında da disiplini elden bırakmamak gerekiyor.

 

Social Bookmarks (Sosyal Yer İmleri) ve SEO

Sosyal yer imleri (Social Bookmarks), arama motorlarına arkalarındaki markaların web'de otorite ve popülerliğe sahip olduğunu gösterir. Bir marka sosyal medyada çok aktif olduğunda, arama motorlarına içeriğinin gerçek ve internet kullanıcıları için değerli olduğunu gösterir.

Dezavantajı: Ne yazık ki, bu sadece web sitenize bir bağlantıya yer işareti koymak ve kullanıcı trafiği beklentisi ilgili değildir. İçerikleriniz, yayınlandıkları ilk günlerde sosyal ağların işine yaramış olabilir.

Öncelikle dakika başına düşen gönderi sayısı her gönderiye popüler olma şansı vermiyor. Gönderileriniz, binlerce yeni gönderi arasında kolayca kaybolabilir. Bu da bu etkileşimin geçici olacağı anlamına geliyor.

İkincisi, diğer kullanıcıların bir gönderiyi şikâyet etmesi veya içeriği olumsuz olarak işaretlemesi gibi uygun olmayan teknikler vardır. Bu nedenle, SEO danışmanları ve Sosyal medya yöneticileri hileli tekniklere karşı dikkatli olmalıdır.

Sosyal ağların bir diğer dezavantajı, genellikle yalnızca sınırlı bir süre için aktif olmalarıdır ve bu da önemli bir zaman yatırımı gerektirir. Kısa bir trafik patlaması sunarlar ancak bu durum azalarak sonlanır. Eğer planlanmış bir sosyal medya stratejiniz yoksa haftada yalnızca birkaç ziyaret alırsınız.

Sosyal ağlarla ilgili en kötü şey, ürettikleri trafiğin kalitesidir. Sosyal ağ sitelerine yapılan ziyaretler, gerçek niyetten ziyade meraka dayalı olabileceğinden asıl hedef kitlenize hitap etmeyebilir. Bu, çok sayıda ziyaretçi alacağınız anlamına gelir, ancak bunların %1'ini bile müşteriye dönüştürmeyi başarırsanız, bu tür trafik için dönüşüm oranı olan bu yüzdeyi aştığınız için kendinizi tebrik edebilirsiniz. Bununla birlikte, bir site trafiği oluşturmak istiyor ve dolaylı yoldan bunun şirketiniz için bir gelir kaynağı olacağını düşünüyorsanız, bu çalışmalar sizin için faydalı olacaktır.